Fotoğraf/Film Haftası
SergiOdası : Kasım/Aralık 2025 : Zonguldak : Türkiye
PROGRAM 2025:
Yakın bir zaman önce sonsuzluğa uğurladığımız Ahmet Uluçay'ın belki de tüm yaşamını özetleyebilecek bir isme sahip olan "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" isimli bu filmi aslında tam bir gönül hikayesi. Kendi özyaşam öyküsünün beyazperdeye aktarıldığı bu yapım da aslında "olmayacak işler için boşuna uğraşmak" diye kullanılan bu tabir ile Uluçay'ın yaşamı ve sinemasına gönderme yapıldığı aşikar. 2004 (Beyazperde)
PROGRAM 2025:
İbrahim, ciddi bir hastalığa yakalandığını öğrenen bir inşaat işçisidir. Onun için hayatındaki en kıymetli değer ise kendisinden uzaklarda yaşayan ailesidir. Yeğeni Yusuf ise işinde yükselme hırsıyla yanıp tutuşan genç bir işçidir. Amcasını anlamaktan çok uzaktır. İbrahim'in çalıştığı bu toplu konut şantiyesinde şartlar gitgide zorlaşırken her geçen gün zihninde aynı soru döner durur; arkasında ailesine ne bırakacaktır, yaşam mı, ölüm mü?
Yönetmenliğini ve senaristliğini Kıvanç Sezer'in üstlendiği filmin yapımcısı ise Soner Alper. Filmde başrol Menderes Samancılar'a Musab Ekici , Kübra Kip ve Tansel Öngel eşlik ediyor. (Beyazperde)
PROGRAM 2025:
Göçmen bir Türk ailesinin Almanya'da doğup büyümüş oğlu olan Gabriel ve arkadaşları Sırp Bobby ve Yunanlı Costa, yıllar boyu Hamburg'un Altona semtinde bir mahalle çetesi gibi hareket ederek hızlı bir gençlik geçirmişlerdir. Gabriel'ın hapse girip çıkmasıyla üçlünün hayatlarında değişiklikler başlar. Gabriel, (Beyazperde)
PROGRAM 2025:
Daniel bir öğretmendir. Kişiliğinin de getirileriyle hiçbir şekilde kendi öğrencileriyle yakın olmak istememektedir. Onun bakış açısından herkes kendi görevini bilmeli ve buna göre hareket etmektedir. Bir gün Juli ile tanışır. Juli, Daniel'e hayatının aşkını çok kısa bir süre içerisinde bulacağını söyler. Daniel buna inanır. Bir gün Melek isimli bir Türk kızına aşık olur. Melek'in peşine takılıp bir ucu da Türkiye'ye kadar varacak bir yolculuğa çıkacaktır. Bu yolculuğun sürprizleri ise hiç eksik olmayacaktır. (Beyazperde)
Fotoğraf/Film Haftası 2025:
Fotoğraf/Film Haftası 2025
Zonguldak Sergi Odası, Zonguldak Kömür Havzası maden işçilerinin grevinin 35. yılı nedeniyle yeni bir program gerçekleştirecek.
26'ıncı yılına giren Sergi Odası, 2025'in Kasım ve Aralık aylarında Fotoğraf/Film Haftası'nın ikincisine hazırlanıyor.Hafta boyunca fotoğraf sergi ve gösterileri, dergi/gazete/afiş gibi basılı malzemelerden oluşan arşiv sergisi yapılacak. Almanya'ya göçü konu alan bölümde Yönetmen Fatih Akın'ın filmleri gösterilecek.
İlki geçen yıl gerçekleşen etkinlik, Britanya (İngiltere) kömür işçilerinin 84/85 uzun grevinin 40'ıncı, Zonguldak (Türkiye) Kömür Havzası maden işçilerinin 90/91 uzun grevinin 34. yılı nedeniyle hazırlandı. Program, kömür işçilerinin yazarı İrfan Yalçın ve maden işçilerinin naif bir dostu olarak anılan ressam Nedim Günsür'un anısına adandı.30 Kasım 1990 tarihinde Genel Maden İş Sendikası’nda (GMİS) örgütlü olan maden işçileri greve çıkmıştı.Bu yılın programı Zonguldak Madenci Anıtının Heykeltıraşı Tankut Öktem'e ve yakın tarihte hayata veda eden Fotoğrafçı Sebastião Salgado'nun ansına adandı.
F: İbrahim AkyürekSergi Odası yöneticisi fotoğrafçı İbrahim Akyürek hafta hazırlıkları nedeniyle yaptığı çağrıda; yeryüzündeki kömür havzaları arasında yurttaşların öncülük ettiği gönüllü kültür köprüsü kurmak istediklerini belirtti. Bu konuda farklı havzalarda yaşanan (Almanya, Hollanda, Britanya, Belçika, Slovakya, Ukrayna v.d. ) mücadeleci emek kültürünü sahiplenen kişi, topluluk ve kuruluşlardan programlarına etkinlik desteği beklediklerini açıkladı.
PROGRAM 2025:
BASKI; Seymour "SY" Parrish yaklaşık 20 yıldır Savmart adlı yerel markette fotoğraf tab etmekte ve işini fazlasıyla ciddiye almaktadır. En iyi müşterileri olan Yorkin ailesinin fotoğraflarını yıllardır tab eden Parrish, her şeye sahip olduklarını düşündüğü bu ailenin hiç bitmeyecekmiş gibi gözüken mutluluğuna imrenmektedir. Bu aileyi hedef alan takıntısı, onların hayal bile edemeyeceği kadar rahatsız edici bir hale gelir. (Sinemalar)
PROGRAM 2025:
Filmde hurda bir otobüsle yurtdışına kaçak olarak götürülen dokuz Türk işçisinin öyküsü anlatılıyor. Stockholm meydanında terkedilen işçiler şaşkındır. İlk kez büyük kent gören işçiler şaşkın bir şekilde vitrinlere, seks shoplara, telefon kabini içinde sevişen çiftlere, tuvalette eş arayan eşcinsellere şaşkınlık içinde bakakalır. Bu büyük şehirde kimi yaşamını yitirir, kimi İsveç polisi tarafından tutuklanır.
Film birçok eleştiri alır. Kimilerine göre Türk insanı kötülenip aşağılanmıştır, kimilerine göre ise bu çalışma sürrealist bir çalışmadır. Ama gerçek olan Tunç Okan'ın bu ilk yönetmenlik denemesinde ciddi bir çıkış gösterdiğidir. (Beyazperde)
PROGRAM 2025:
Almanya'ya Hoş Geldiniz filminin baş kahramanı Hüseyin Yılmaz ise bir milyon birinci işçi olarak gelecek şansını bu yabancı ülkede arayan bir göçmen. Hüseyin Almanya'ya göç ettikten bir süre sonra, Türkiye'deki ailesini de yanına alır. Yıllar sonra memleketine temelli dönmek için Türkiye'de bir ev alan Hüseyin'in bu kararı aile içinde tartışmalara, barışmalara ve beklenmedik olaylara yol açacaktır...
Yasemin ve Nesrin Şamdereli kardeşlerin birlikte yazıp yönettiği film Almanya'da yaşayan Türk göçmenlerin neredeyse 50 senedir yaşadıkları kimlik bunalımı, asimile olma, entegrasyon ve uyum sorunlarını beyazperdeye mizahi bir dille taşıyor... Dünya prömiyeri Berlin Film Festivali'nde yapılan Almanya'ya Hoşgeldiniz, Filmekimi 2011 programından sonra vizyona giriyor... ( Beyazperde)
Program 2025:
Press seyircisini ülkenin karanlık dönemlerinden birine, karışıklıkların ve çatışmaların yaşandığı 90'lı yıllara götürüyor. Diyarbakır'da yaşanan insan hakkı ihlallerini haber yapan bir grup gazeteci, olan biteni duyurmaya çalışıyordur.
İstanbul'da çıkan Gündem gazetesinin Diyarbakır şubesinde çalışan 7 kişiden biri olan Faysal, orduyla bağlantısı olan bir çetenin izine rastlar. Birçok faili meçhul cinayetin zanlısıdır bu kişi. Haberden sonra ölüm tehditleri almaya başlayan Faysal korkmadan bu haberin ve çetenin peşinden gitmeye kararlıdır. (Beyazperde)
PROGRAM 2025: / Fatih Akın filmleri
Restoranında sunduğu özensiz ve ucuz yemeklerden para kazanamadığı için başı derde girdiği bir dönemde, sevgilisiyle de- hem duygusal hem fiziki olarak- arası açılan Zinos’un, ’star’ bir ahçıyı işe alarak nasıl yeni bir müşteri kitlesine kavuştuğu, son derece esprili bir dille anlatılıyor. (Beyazperde)
Zonguldak / Türkiye
Photo/Film Week 2025
Zonguldak Exhibition Room will hold a new program due to the 35th anniversary of the strike of Zonguldak Coal Basin mine workers.
Entering its 26th year, the Exhibition Room is preparing for the second Photo/Film Week in November and December 2025.Throughout the week , there will be photo exhibitions and shows, an archive exhibition consisting of printed materials such as magazines/newspapers/posters. In the section on migration to Germany, films by Director Fatih Akın will be shown.
The event, which was first held last year, was prepared for the 40th anniversary of the 84/85 long strike of the coal workers in Britain (England) and the 34th anniversary of the 90/91 long strike of the coal miners in the Zonguldak (Turkey) Coal Basin. The program was dedicated to the memory of the coal workers' writer İrfan Yalçın and the painter Nedim Günsür, who is remembered as a naive friend of the mine workers.On November 30, 1990, mine workers organized in the General Mining Labor Union (GMİS) went on strike.This year's program was dedicated to the memory of Tankut Öktem, the Sculptor of the Zonguldak Miner's Monument, and the recently deceased Photographer Sebastião Salgado.
The manager of the Exhibition Room , photographer İbrahim Akyürek, stated in his call for the week preparations that they wanted to establish a voluntary cultural bridge led by citizens between the coal basins of the world. He explained that they expected event support for their programs from individuals, communities and organizations that embrace the combative labor culture experienced in different basins ( Germany, Netherlands, Britain, Belgium, Slovakia, Ukraine etc.) .
PROGRAM 2025:
Alaaddin Kara anlatıyor:
. Zonguldak Madenci Anıtı
Heykeltıraş Tankut Öktem'in yapıtını konu alan söyleşi Aralık 2025'de gerçekleşecek. Ülkemizin ilk madenci heykeli olan eser 1986'da tamamlandı. Birçok heykelde imzası olan Öktem'i 5 Aralık 2007'de İstanbul'da trafik kazasında yitirdik.
Arşiv
Geleceğe yönelik bir mücadele, ölüler için adalet mücadelesinden vazgeçecek olursa kesinlikle kaybedecektir. Canavar ve Ölü
Kültür üzerinden inşa edilen baskı ancak...
Faşizm ve kültür
Kanadalı kültür kuramcısı Prof. Henry A. Giroux, “Culture as a Pedagogical Battlefield in the Fight Against Authoritarianism” başlıklı yazısında kültürü pedagojik bir savaş alanı olarak tanımlıyor, faşizmin günümüzde estetik, medya, yapay zekâ gibi araçlarla nasıl normalleştirildiğini gösteriyor.Giroux için demokratik yaşam biçimi; düşünme cesaretiyle, hakikatin izini sürme ısrarıyla, ortak hafızayı canlı tutan bir yurttaşlık etiğiyle mümkündür. Bu yüzden kültür, siyasetin yalnızca yansıması değil, kurucu zemini, hegemonik aygıtıdır. Kültür üzerinden inşa edilen baskı ancak kültür üzerinden verilecek bir direnişle aşılabilir.
Bugün Madımak’ı anmak, Özgür Özel’in yaptığı gibi LeMan’ın karikatürüne sahip çıkmak aynı zamanda hafızayı, hakikati, eleştirel düşünmeyi savunmaktır. Bu ülkenin gerçek gücü, unutturulanlarda değil, hatırlayanlarda, direnenlerde, sözünü ısrarla söyleyenlerdedir.
Kapitalizm aynı zamanda, bir değerler sistemidir. O değerler (rekabet, itaat, unutkanlık, tüketim, sessizlik) bugün kültürel faşizmin en güçlü silahlarıdır. Öyleyse faşizme karşı mücadele yalnızca ekonomik politikalarla değil, aynı zaman da bir kültürel savaşla mümkündür. Sanatın, eleştirinin, hafızanın susturulduğu yerde “demokrasi”, ifade özgürlüğünü bastıran rejimde adalet, yalnızca bir simülasyondan ibarettir.
Hatırlamak bir eylemdir. Unutturmaya karşı direnmek, bir yurttaşlık görevidir. Direniş, kültürle başlar çünkü faşizm artık sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir kültürdür. Muhalefet lideri, ahlak, adalet, cesaret, laiklik temalarını (kültür), açlık, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik, güvencesizlik temalarıyla birleştirmeye başladığı için rejim sallanmaya başlamıştır.
Ergin Yıldızoğlu Cumhuriyet
düşmansız yapamaz…
Kapitalizm emperyalizmdir, kapitalizm savaşsız, hegemonya düşmansız yapamaz…Jean Jaurès’in dediği gibi, savaş kapitalizme içerilmiştir zira kâra ve rekabete dayalıdır. Sürekli büyüme, etki alanını genişletme zorunluluğu var. Genişleme ve yayılma da rakipler aleyhine mümkün. Yıkıcı rekabet ortamında her kapitalist, her kapitalist işletme ileriye doğru kaçmak zorundadır… Bana bu kadarı yeter, burada durayım diyemez…İşçileri daha çok sömürmek, daha çok doğal kaynağa, enerji kaynağına sahip olmak, bunu da rakiplerinden önce yapmak zorundadır… Fakat, ne kadar hileci yöntemlere başvursa da şiddete başvuramaz, zira şiddet tekeli, orduya ve polise sahip devlete mahsustur…Sanıldığı ve iddia edildiği gibi savaşlar büyük idealler uğruna yapılmaz… Yeni sömürü alanlarına, yeni pazarlara, yeni topraklara ve enerji kaynaklarına ulaşmak için yapılır… Tabii savaş sadece rakipleri etkisizleştirmek için de yapılmaz, savaşlardan hiçbir çıkarı olmayan, asıl bedeli ödeyen işçi sınıfını ve sol muhalefeti etkisizleştirmenin de bir aracıdır… Böyle bir gerçeklik söz konusuyken de ‘barışçı olmanın’ bir kıymeti harbiyesi olamaz… Savaşa karşı olmak, savaşları durdurmak örgütlü işçi sınıfının, yeryüzünün lanetlilerinin, bir bütün olarak ezilen ve sömürülen sınıfların, politik mücadelesi ve müdahalesi olmadan mümkün değildir…
Savaş büyük yıkımlar demektir ve kapitalistler yıkarken de yıkılanı yeniden yaparken de kâr ederler, sermayelerini büyütürler… Zira savaş büyük insan kırımına, doğal kaynak ve alt-yapı tahribatına neden olur… Utanç verici olan bu durum, kapitalistler için yeni yatırım ve değerlenme olanakları demektir… Yıkılan her şey, işte, yollar, köprüler, tren yolları, konutlar, vb… yeniden inşa edilerek büyük kârlar sağlanır…
Fiktet Başkaya Yeni Yaşam
John Heartfield
2025 PROGRAM / Fatih Akın Filmleri
Fatih Akın Yaşamın Kıyısında filminin çekimleri için Filyos'da,Öğretmen Muhammet Yıldız ve emekli öğretmen, İskele Atölye sanatçısı Mehmet Türkçelik ile, 2006
Kent Emeği Görsel Arşivi / Sergi Odası
Soğuksu Sahaf'da maden işçileri sergisi
"Madenci ve Zonguldak Grevi" fotoğraf sergisi Sergi Odası Sahaf'da açıldı.
45 fotoğraftan oluşan gezici sergi 1994 yılında Söke Bey Kültür ve Sanatevi (Söke), en son 2013'de Gelik İlköğretim Okulu (Zonguldak) Sanat Haftası'nda yer aldı.
Kent Emeği Görsel Arşivi'nin parçası olan sergide Sevil Üzrek, Faruk Akbaş, İbrahim Akyürek, Celal Deniz, Şirin Küçüktabak, Birol Üzmez ve Hatice Tuncer'in çalışmaları bulunuyor
Görsel Arşiv; Fotoğraf, DVD film, afiş, kart, gazete ve dergilerden oluşuyor. F. Birol Üzmez